İsrailoğulları, İbrahim peygamberin torunu Yakub'un soyundan gelenlere verilen isimdir. Yakub peygamberin "İsrail" lakabı ile anılması sebebiyle, onun soyundan gelenler "İsrailoğulları" olarak adlandırılmıştır. Tarih boyunca farklı coğrafyalarda ve farklı milletlerle çeşitli ilişkiler kurmuşlardır. Bu ilişkiler, dini, siyasi, ekonomik ve kültürel boyutlarda şekillenmiştir.
İsrailoğulları'nın kökeni, İbrahim peygamberin tek tanrılı inancı yayma çabalarına dayanır. İbrahim peygamberin soyundan gelenler, Kenan diyarına yerleşmiş ve burada çeşitli aşiretlere bölünmüşlerdir. Musa peygamber önderliğinde Mısır'dan çıkışları (Exodus) ve Sina Dağı'nda On Emir'i almaları, İsrailoğulları için önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Musa peygamberin vefatından sonra Yeşu önderliğinde Kenan diyarı fethedilmiş ve İsrailoğulları buraya yerleşmişlerdir. Bu dönemde, İsrailoğulları aşiretler halinde yaşamış ve "Hakimler" olarak adlandırılan liderler tarafından yönetilmişlerdir. Daha sonra, Samuel peygamberin önderliğinde krallık sistemi kurulmuş ve Saul ilk kral olarak seçilmiştir. Saul'un ardından Davud ve Süleyman kralları dönemleri, İsrail krallığının en parlak dönemleri olmuştur. Süleyman peygamberin inşa ettirdiği Beyt-i Makdis (Kudüs Tapınağı), İsrailoğulları için dini bir merkez haline gelmiştir.
Süleyman peygamberin vefatından sonra İsrail Krallığı, kuzeyde İsrail Krallığı (on iki sıpttan onu) ve güneyde Yehuda Krallığı (Yehuda ve Bünyamin sıptları) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Kuzeydeki İsrail Krallığı, Asurlular tarafından yıkılmış ve halkı sürgün edilmiştir. Güneydeki Yehuda Krallığı ise Babilliler tarafından yıkılmış ve halkı Babil'e sürgün edilmiştir.
Babil Sürgünü, İsrailoğulları için büyük bir travma olmuştur. Ancak bu sürgün, onların dini ve kültürel kimliklerini korumalarına ve güçlendirmelerine de yardımcı olmuştur. Pers İmparatorluğu'nun Babil'i fethetmesiyle birlikte, İsrailoğulları'nın bir kısmı tekrar Kudüs'e dönmüş ve İkinci Tapınak'ı inşa etmişlerdir.
Roma İmparatorluğu döneminde, İsrailoğulları üzerinde baskılar artmış ve Yahudi isyanları çıkmıştır. Bu isyanların bastırılması sonucunda, Kudüs yıkılmış ve Yahudiler dünyanın dört bir yanına dağılmışlardır (Diaspora).
Diaspora ile birlikte Yahudiler, farklı coğrafyalarda farklı kültürlerle etkileşimde bulunmuşlardır. Ancak bu durum, zaman zaman antisemitizm gibi ayrımcı ve düşmanca davranışlara da yol açmıştır.
Filistin-İsrail Çatışması, günümüzde de devam eden ve bölgesel istikrarı tehdit eden önemli bir sorundur. Çatışmanın temelinde, toprak, su kaynakları, Kudüs'ün statüsü ve Filistinli mültecilerin durumu gibi çeşitli konular yatmaktadır.
İsrailoğulları, tarih boyunca Mısırlılar, Asurlular, Babilliler, Persler, Yunanlılar, Romalılar, Araplar ve Osmanlılar gibi pek çok farklı halkla ilişki kurmuşlardır. Bu ilişkiler, zaman zaman işbirliği ve barış içinde geçmiş olsa da, çoğu zaman çatışma ve savaşlarla dolu olmuştur. Özellikle Müslümanlarla olan ilişkileri, dini ve siyasi farklılıklar nedeniyle gerginliklere sahne olmuştur.
Günümüzde İsrail Devleti, bazı Arap ülkeleriyle normalleşme anlaşmaları imzalamış olsa da, Filistin sorunu nedeniyle birçok Müslüman ülke ile ilişkileri gerginliğini korumaktadır. Ayrıca, dünya genelindeki Yahudi cemaatleri de bulundukları ülkelerle farklı düzeylerde ilişkilere sahiptirler.
İsrailoğulları'nın tarihi, inişler ve çıkışlarla dolu uzun ve karmaşık bir tarihtir. Farklı coğrafyalarda farklı milletlerle kurdukları ilişkiler, onların dini, kültürel ve siyasi kimliklerini şekillendirmiştir. Günümüzde İsrail Devleti ve dünya genelindeki Yahudi cemaatleri, bu zengin ve çalkantılı tarihin birer yansımasıdırlar.